Tarih : 22.12.2016 14:33:58
Çocuklar felsefeyle tanışıyor
Her salı günü Kadıköylü çocuklara ücretsiz olarak felsefe öğreten Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkanı Nuran Direk, “Çocuğun düşünce sistemini ve hayalgücünü kullanmasını sağlamak lazım” diyor
Gökçe UYGUN
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırma Türkiye’nin “eğitim yetersizliğini” bir kez daha ortaya koydu. 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan Uluslararası Öğrenci Performansı Değerlendirmesi’nin sonuçlarına göre Türkiye’nin 50. sırada yer alması, ülkedeki eğitim siteminin yeniden sorgulanmasına neden oldu.
Peki, çocuklar neden kaliteli eğitim alamıyor? Bu soruya kafa yoran pek çok eğitimci var kuşkusuz ki. Onlardan biri de emekli felsefe öğretmeni Nuran Direk. Türkiye’nin pek çok yerinde 40 yıl boyunca öğrencilere felsefe öğreten Direk, 1992 yılında, üyesi olduğu Türkiye Felsefe Kurumu’nun (TFK) bir toplantısı için gittiği Balkanlarda, Bulgar bir meslektaşının sunduğu bildiri sayesinde yeni bir kavramla tanışmış; “çocuklar için felsefe”…
Felsefenin efsane hocası Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin teşvikiyle bu alana eğilen Nuran Direk, 1992’den yani TFK Çocuklar İçin Felsefe Birimi kurulduğundan beri bu bölümün başkanlığını yürütüyor. Çocuk Esirgeme Kurumu’nun İstanbul’daki yurtlarında gönüllü olarak çocukları felsefeyle buluşturmuş olan, “Küçük Prens Üzerine Düşünmek” adlı da bir kitap yazan Direk, bir yandan da çocuklarla felsefe yapmayı sürdürüyor. O çocuklardan bazıları da Kadıköylü. Zira Nuran Direk, Kozyatağı’ndaki 19 Mayıs Çocuk ve Gençlik Etüt Merkezi’nde ücretsiz olarak Çocuklar İçin Felsefe seminerleri veriyor bir süredir. Her salı günü 17.30-19.00 saatleri arasında çocukları felsefeyle tanıştıran Direk, Küçük Prens kitabı üzerinden felsefe kavramlarını anlatıyor.
Ders öncesi etüt merkezinde ziyaret ettiğimiz 74 yaşındaki Nuran hoca ile çocukları, eğitim sistemini ve felsefeyi konuştuk.
• Siz bu derslerde kendinize ‘öğretmen’ demiyorsunuz, neden?
Çocuklar için felsefede, ‘öğretmenlik’ olumsuz manada kullanılır. Biz kendimize ‘kolaylaştırıcı’ deriz. Çünkü alışagelmiş öğrenci-öğretmen ilişkisinden farklı olarak, çocuğa hazır bilgileri sunmak yerine onu düşünmeye, sorgulamaya teşvik ederiz.
• Çocuklara felsefeyi anlatmak için neden Küçük Prens’i seçtiniz?
Müthiş bir öykü… Her yaşta, her çağda okunabilir, her düzeyde tartışılabilir.
• Türkiye eğitim sisteminde çocuklar felsefe yapmakta ne kadar özgür sizce?
Bir çocuğun bu eğitim sisteminde adam olabilmesi için kendinin çok gayret göstermesi gerek. Test sistemi nedeniyle çocukların beyni dümdüz... İki kelimeyi bir araya getirip de yazamıyorlar. Aşk mektubu bile yazamıyorlar… Yazmanın olmadığı bir eğitim sistemi var, inanılmaz bir durum! Ne okuduğunu anlamıyor çocuk! Çünkü hep kalıp yargılarla düşünüyorlar ki o kalıpları da biz yetişkinler yerleştiriyoruz kafalarına. Biz felsefeyle o kalıpları kırmaya, çocuğu düşünmeye teşvike çabalıyoruz.
• Felsefenin çocukların pratik hayatlarına katkısı nasıl oluyor?
Derste biri konuşurken diğerinin el kaldırıp, söz istemesine izin vermem. Tekrara da izin vermem, farklı bir fikri varsa söyleyecek. Böylelikle başkasına saygıyı, dinlemeyi öğreniyorlar. Öğretmenle tenis raketi gibi karşılıklı konuşmak yerine birbirlerinin görüşlerine soru sormayı, yanıt vermeyi yani etkileşimi deneyimliyorlar.
• Peki, özellikle otoriter ebeveynlere ne tavsiye edersiniz?
Çocuklar felsefe yapsın. Aileleri de onları konuşmaya, anlatmaya teşvik etsinler ve gerçekten dinlesinler çocuklarını. Nasihat kaçak bahis dinlemek kimseni hoşuna gitmez, çocukların da gitmiyor. Onlara doğruyu, iyiyi dikte etmek yerine çocuğun sorgulayarak onu bulmasına imkân vermek gerek.
3. sınıf öğrencileri yani 9 yaşındaki çocuklar, Küçük Prens’i okuyup anlatıyorlar. Kadıköy okullarında öğrenim gören çocuklar, 4’er haftalık felsefe derslerine ücretsiz katılabiliyor. Bu çalışmanın, Kadıköy Belediyesi’nin tüm etüt merkezlerinde sürdürülmesi hedefleniyor.
http://www.gazetekadikoy.com.tr/haberDetay.aspx?haberID=9682 adresinden alınmıştır.